Fenerbahçe Acıbadem Klasiği: 3-0

Maç öncesi yazımda da belirtmiştim, yarı finaldeki bu eşleşme, geçen seneki yarı final eşleşmesinin bir kopyası olur diye. Açıkcası beni doğrulayan bir skor ve oyun vardı sahada. Nitekim bu serinin set vermeden lehimize sonlanacağını düşünüyorum. Oyuncular da bunun farkındadır sanırım. Ama buna rağmen işini ciddiye alan bir kadro vardı sahada.

Ze Roberto 3 yabancı tercihini son dönemde Fürst-Sokolova ve Nati'den yana kullanıyor. Bu maçta da bu 3'lü vardı sahada. Onlara eşlik eden Naz,Seda ve Eda, son olarak da liberoda Songül. Ze Roberto'nun Songül ısrarını anlayabilmiş değilim. Bence Nihan, Songül'den daha iyi bir libero. Ama maça hep Songül'le başlayıp, setin sonlarındaysa Fürst'ü kenara alıp, Songül'ü oyuna sokmadan Nihan'la devam ediyor. Vardır elbet bi bildiği.

Maça geçecek olursak, genel anlamda Fenerbahçe Acıbadem üstünlüğü ile geçti. Fark ilk iki sette çok açılmadı buna rağmen, kimi zaman 1-2 sayıyla öne de geçti Galatasatay Medical Park. Ama kısa sürdü bu. Genelde geriden takip eden taraf oldu Galatasaray. 3. setteyse tam anlamıyla  nakavt olmuş bir rakip vardı karşımızda ve o seti diğer setlere oranla daha rahat aldık.

Maçın yıldızını seçmek çok zor bu maçta. Hemen her oyuncu çok iyi oynadı. Orta oyuncular bu maçta hücumda değil, özellikle bloklarda çok iyiydiler. Geriye kalan Sokolova,Seda ve Nati 3'lüsü ise hücumda inanılmazlardı. Bunun yanındaysa bu 3'lünün her biri çok iyi defans yaptı. Naz'ın paslarıysa çoğunlukla doğru tercihler olması da bu 3'lünün ve zaman zaman Eda ve Fürst'ün etkili olmasını sağladı.

Dediğim gibi bu turu rahat geçeriz biz. Yine daha önce belirttiğim gibi yarı finalin eşleşmesi oldukça yorucu oluyor diğer taraf için. Dün oynanan Eczacıbaşı- Vakıfbank maçını 3-2 Vakıfbank kazandı. Açıkcası oradan kimin  geleceğini kestirmek çok güç. Bu da finalde hangi rakibe göre hazırlanacağınızı kestirmeyi güçleştiriyor.


GALATASARAY MEDİCAL PARK 0-3 FENERBAHÇE ACIBADEM
Salon: Burhan Felek
Hakemler: Ebru Meriçkan, Ali Temel Öneri

Galatasaray Medical Park: Özlem, Ivana, Deniz, Gökçen, Arzu, Erika, Funda (L), Malpica, Seda, Merve, Gamze
Fenerbahçe Acıbadem: Osmokrovic, Eda, Naz, Sokolova, Fürst, Seda, Songül (L), Nihan, Yağmur, İpek

Setler: 20-25, 20-25, 15-25
Süre: 68 dakika (23-22-23)

Yazıyorum da Noluyo-90

*Yine ben.

*Şu hayattaki en zor durum 5 kuruş para üstü almanız gereken durumlardır. Mis gibi yapmışsınızdır alışınızı, veriş kısmına gelmiştir olay. Parayı uzatmışsınızdır, ama o da ne  ? Para üstü olarak 5 kuruş almanız gerek. Şimdi almasanız, ben 5 kuruşa tenezzül etmem deseniz, karşınızdaki, ‘’ibineye bak 5 kuruş diye almıyor 25 kuruş olsa görürdüm ben seni’’ diyor. Şimdi alsanız karşınızdaki ‘’İbineye bak sanki 5 kuruşla fakir olacak’’ diyor. Belki de karşımdaki adam çok iyi bir adam, belki de demiyor bunları. Karşımdaki adam, hayatımı karartın lan ibine.

*Pazartesi sendromundan kurtulmanın yolunu buldum. Haftanın günlerini kafama göre diziyorum ve her haftanın başı başka bir gün oluyor. Mesela geçen haftaya cumartesi sendromuyla başladım. Biraz salakça oldu amma ossun. Mesela bugün de Salı. Ne o öyle, biri çıkmış haftanın günleri şu şekilde olacak demiş, biz de koyun gibi me, pardon he demişiz. Hem böyle daha iyi, mesela haftaya hangi günle başlayacağımı kendime söylemiyorum bazen, süprüz oluyor. Sendrom falan kalmıyor insanda.

*Bir bilgeye sormuşlar, gerçek sevgi ne diye, ‘’Abi seviyorsan git konuş bence’’ demiş.

*Şöför makamının oradaki kapıyı kapatma duşuna basıp, kapı kapanmadan otobüsten inmeye çalışan İett şöförünün yaşadığı adrenalin, köpekbalıklarıyla dolu bir okyanusta sörf yapmanın verdiği adrenaline bin basar.

*Misal, şimdi örnek verecek olursam, burada bir şey yazmak için aklıma biri konuşurken bir şey geliyor ve yazıyorum mesela.  Bazen da bu bir şey konuşan benim arkadaşım oluyor ve yazımı da okuyor ve sonra bana gelip ‘’ Aşk olsun, beni yazmışsın’’ diyo. O zaman ne diyeceğimi bilemiyorum.

*Hangi birimizin, şehrin bu yakasında yaşarken karşı dediğimiz yere gittiğimizde, şehrin o yakasında yaşayın birinin de bizim yaşadığımız yakaya karşı dediği an beyinsel hücrelerimizde bir duraksama olmadı he ?

*O an olmasa bile yukarıdaki cümleyi okuduktan sonra kesin olacak. Nassı bir cümle kurdum lan ben ?

*İlkokul alert espirisi: O şimdi askere gidecekti ama bempe teskere almış. Ehe ehe.

*Şu dünyada en karaktersiz şey ne diye sorsan, hiç düşünmem, pek düşünmem ben çünkü, su derim. Yok şu kadar yüksekten atlarsan beton etkisi yapar, yok denizlerdeki su gökyüzünün rengini alır, bilmem ne.  Hep bir taklit, hep bir özentlik içinde bu su. İnsan H2O’luğundan utanır be !

*Herkes beni hastayım sanıyor, Fas’tayım kimse bilmiyor.

*Tivitırda az ünlü olup da başka bir az ünlüyü followlayanın dramı Stv’deki hiçbir yapımda yok bence. İkinizde az ünlüsünüz ama sen onu tanıdığın için o senden bir basamak daha ünlü oluyor. Sen git onu followla, belki beni tanıyordur umuduyla bekle ama yok follow falan. Çok yazık.

*Tivitırda ünlülük testi: Hava bugün çok soğuk yaz, 100+ RT alırsan bil ki acayip ünlüsün, baktın kimse takmıyor, bildiğin sıradan vatandaşsın. Git vergini falan öde hemen bence.

* O zaman bu haftalık da Dı End.


Zaragoza Maç Kadrosu

Hafta sonu oynanacak olan Real Zaragoza karşılaşmasının 19 kişilik kadrosu belli oldu. Bu kadroda Cristiano Ronaldo'nun olmaması ''Ronaldo kadro dışı'' mı sorusunu akıllara getirdi. Çünkü kaybedelen Barcelona maçından sonra Mourinho'nun futbolunu eleştirmişti CR7. Bu kesintinin sebebi sorulan Mourinho'ysa; "Ronaldo Zaragoza maçında yoksa Benzema, Kaka, Higuain ve Di Maria gibi her skora etki edebilecek isimler var. Lass ise Barcelona karşısında uzun bir süre 11'e 10 oynamak zorunda kaldı. Maçta fazlaca efor sarfetti ve o yüzden bu maçta dinlenmesi gerekir. açıklamasında bulundu. Umarım bu kesik sadece 1 maçlıktır.


Real Madrid'in maç kadrosu;
Kaleci: Casillas, Dudek, Adan
Savunma: Carvalho, Pepe, Sergio Ramos, Marcelo, Arbeloa, Garay, Nacho
Orta saha: Granero, Kaka, Canales, Di Maria, Ozil, Juanfran
Forvet: Adebayor, Higuain, Benzema


Penny Taylor Geri Döndü

fenerbahçe.org'taki habere göre Taylor geri döndü ve sözleşmesini 1 sene daha uzattı. Bilindiği üzere Taurasi olayından sonra Taylor'ı da kaybetmiştik. Penny'nin geri dönmesi bence Taurasi'nin dönüşünün de sinyali. Alba Torrens'in Galatasaray'a transferinden sonra daha güçlü bir kadroyla gelecek sezona başlamak adına Taylor- Dee ikilisi bizi bir seviye daha üstte taşır.










2010-2011 sezonunu şampiyonlukla noktalayan Bayan Basketbol Takımımızın Avustralyalı oyuncusu Penny Taylor kulübümüzle yaptığı görüşmelerin ardından sözleşmesini 1 yıl daha uzattı. Penny Taylor geçtiğimiz yıl da Fenerbahçemizin formasını giymişti. Taylor’a başarılar diliyoruz.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

aysbergsel spor

Papatyam > Real Madrid v Barcelona


Müjdemi şimdiden vereyim dedim, önümüzdeki salı günü yayınlanacak Barcelona-Real Madrid karşılaşması yine Papatyam engeline takıldı. Star yönetimi bunu bu sezon hep yaptı. Salı günü oynanan maç ne kadar önemli olursa olsun, onu yayınlamak yerine hep Papatyam'ı yayınlarken, çarşamba günleri oynanan maçlardan birini yayınladı sadece. Dünyada milyonlarca kişinin evinden tek kuruş ödemeden izleyebildiği maçı biz Türkler izleyemeyeceğiz. Neden ?! Aydın Doğan''ın 3 kuruş daha fazla kazanma çabası yüzünden. Onun yerine dünyada sadece Türklerin izleyebilme şerefine ulaştığı Papatyam'ı izleyeceğiz. Ne kadar güzel değil mi ?

Real Madrid TR

Emirates Cup 2011

Artık geleneksel hâle gelen Emirates Cup'ın bu seneki katılımcıları belli oldu. PSGBoca Juniors ve New York Red Bulls. Bu sene 5.si düzenlecek olan kupayı 4 kez Arsenal, 1 kezse Hamburg kazandı. 30-31 Temmuz 2011'de gerçekleşmesi planlanan kupanın programıysa şu şekilde.

30 Temmuz 2011 Cumartesi
16:00 New York Red Bull-Paris Saint Germain
18:20 Arsenal-Boca Juniors


31 Temmuz 2011 Pazar
16:00 Boca Juniors-Paris Saint Germain
18:20 Arsenal-New York Red Bull

Bilindiği üzre, bu kupanın farklı bir formatı var. Galibiyet 3, beraberlik 1 puan. Bunun dışında atılan her gol de 1 puana denk geliyor. Her takım 2 karşılaşma oynuyor ve bu puanlama sistemiyle takımlar sıralanıyor. En çok puanı toplayan takım kupanun sahibi oluyor.

Bu sefer yapılacak kupanın ayrı bir önemi var. Thierry Henry, New York Red Bull formasıyla da olsa evine dönecek. Umarım geçen yıllarda olduğu gibi NtvSpor maçları verir ve biz de Henry'i uzun bir aradan sonra izleme fırsatı yakalarız.

Arsenal Türkiye

Temas Var mı Beyler ?

Chelsea'nın başındayken Barcelona’ya yenildikleri maçta Asier Del Horno’nun maçtan atılmasına neden olan Lionel Messi için Mourinho Barcelona, muhteşem tiyatrolarıyla bir kültür kenti. Bu çocuk da artistliği iyi öğrenmiş.'' demişti. Anlaşılan o ki Barcelona havası tüm futbolculara yaramış. Pedro, Busquets, Dani Alves. Maçın kırılma anı olan kırmızı karta bakalım;

Bir temas yok değil mi ? Varsa yine de bir şüpheniz, aşağıdaki videoda hem bu posizyon, hem de diğer tiyatro sanatçılarının görüntüleri var. İyi seyirler.


Şampiyonluk Yine Başka Bahara

4'te 4 giderken birden bire elimizde 0 kaldı. Artık bu sezonu da kupasız geçtik diyebiliriz. Yani kupasız geçen 6. sezon. En son 2005'te alınan FA Cup'tan bu yana kupaya hasret kaldık diyebiliriz. İlk başta Carling Cup'taki son dakika gölüyle finali kaybetmemiz, ardında Barcelona'yı Emirates'te 2-1 yenmemize rağmen, deplasmanda yenilip elenmemiz, Fa Cup'ta Manchester United'a çok kötü bir futbolla boğun eğmemiz ve son olarak da ligten kopmamız. Son haftalardaki düşüşümüz son olarak Bolton'a yenilmemizle taçlandırılmış(!) oldu. Manchester'ın da oyunun son bölümlerinde Everton'a karşı bulduğu golle 3 puanı alması sonucunda puan farkı 9'a yükseldi.

Oysaki bu haftaları iple çekiyorduk. Önce Manchester bize gelecek, ardından da Chelsea ile karşılaşcaktı. Yani 2 hafta puan kaybı yaşayabilirdi Machester. Artık pek önem teşkil etmiyor. Manchester bu iki maçı kaybetse bile son 2 haftaya 3 puan önümüzde girecek. He bir de önümüzde artık nur topu gibi bir de Chelsea var. Yani bu sezon şampiyonluğa hayal demek pek de kötümser bir davranış olmaz.

Bu sezon da şampiyonluktan uzak kalmamızın nedeni aslında son haftalar değil, sezon içindeki bir kaç maç. Aklıma gelenler ilk başta Tottenham'a evimizde 2-0'dan 3-2 yenilmemiz. Sonra bu maçın rövanşında 3-1 öndeyken 3-3 yakalanmamız. Bu iki maçta 5 puan kaybettilk. Tottenham şampiyon olamasa bile bizi şampiyonluktan ederek mutlu olmuşlardır. Bunun dışında o meşhur maç. 4-0'dan 4-4 olan maç. Giden 2 puan. Eğer şampiyonluğa oynuyorsan 4-0'dan 4-4'e yakalanan değil, tam tersi 4-0'dan 4-4 yapacağın maçlar oynamalısın. Ama gel gör ki kaybedilen altın değerinde 2 puan. Ve bir başka maç, 4 maçtır kaybeden Sunderland'le Emirates'te 0-0 berabere kaldığımız maç. Gerçi Newcastle maçındaki ucuz penaltılar ve Sunderland maçındaki hakem hataları puan kaybetmemize sebep verdiyse, bu maçlarda kendi hatalarımız da yok değil. Ama asıl kaos Liverpool maçı oldu. Bunlar benim aklıma ilk gelenler. Elbet daha da var. İşte bu hatalar zinciri bizi son 4 haftada 3.lüğe itti ve kupasız bir sezonu beraberinde getirdi.


Arsenal TR

Filede Rakip Galatasaray M.P.

Kadın voleybol takımımız çeyrek finalde Ankaragücü'nü rahat geçip yarı finale yükseldi. Yarı finaldeyse geçen sene olduğu gibi rakip Galatasaray Medical Park oldu. Geçen seneki seriyi Fenerbahçe Acıbadem'imiz 3-0'lık 3 maç sonunda geçip finale yükselmiş ve Vakıfbank Türk Telekom'u yenip şampiyon olmuştu. Açıkcası ben bu sene de durumun pek farklı olacağını sanmıyorum. Galatasaray'ın bize direnebilecek gücü yok. Toplamda 9-0'lık skorlarla finale yükseleceğimiz görüşündeyim. İlk maç cumartesi günü saat 17:00'da Burhan Felek Spor Salonu'nda.

Diğer yarı final eşleşmesindeyse; Vakıfbank GSTT ile Eczacıbaşı VitrA eşleşti. Ligi lider bitirmemiz finale daha rahat yükselmemiz için çok önemliydi. Çünkü 2. veya 3. olsaydık, Vakıfbank veya Eczacıbaşı VitrA ile yarı finalde karşılaşmış olacaktık. Bu da hem finale yükselmemizi zora sokacak, hem de finale yıpranmış olarak çıkacaktık. Şimdi finaldeki rakibimiz iki takımdan hangisi olursa olsun yıpranmış bir rakip olacak. Çünkü bu iki takımın bu sezon oynadığı tüm maçlar çekişmeli ve genelde de 3-2'lik skorlarla bitti. Bu da gösteriyor ki  bu maçlarda serinin veya maçların 3-0'la bitmesi biraz olasılık dışı.  Ama yine de kim gelirse gelsin, zevkli bir final mücadelesi olacağından şüphem yok.

Dennis Bergkamp'tan Harika Gol

Geçenlerde ''Goal Parade - En Güzel 100 gol'' isimli belgeseli izlerken görmüştüm bu videoyu. En güzel 30. - 40. gol falandı ama bence harika bir gol. Bergkamp'ın gerçek bir efsane olduğunu gösteren bir gol. Fazla konuşmaya gerek yok, buyurun Dennis Bergkamp'ın Newcastle  United'a attığı gol.

Not: Asisti Robert Pires yapıyor.

Arsenal TR

Real Madrid 0 - Barcelona 2


Maç için yazılacak o kadar çok şey var ki aslında. Ama herşeyden önce bu ''Katalan'' sevgisi insanların gözlerini o kadar boyamış ki, Barcelona'nın yaptığı herşey doğru, Real Madrid'in yaptığı herşeyse yanlış. Neymiş efendim Real Madrid 0-0'a yatıyormuş. Ulan Barcelona da yatmadı mı 0-0'a. Bütün maç boyunca ilk bölgede pas yaptı Barcelona. Kaleye gelmeyi düşünmedi bile. 2 bekini hiç hücumda gördünüz mü siz ? Haydi diyelim Puyol stoper olduğu için sol bekten atağa çıkmadı ama, o ağzınızın suyu aka aka izlediğiniz, her posizyonda ileride gol arayan Dani Alves'iniz Real Madrid 10 kişi kalıncaya kadar atağa çıktı mı ? Çıkmadı. Neden diye sorsam, taktik gereği dersiniz. Eee Mourinho bunu yapınca neden anti-futbol oluyor ? Çünkü ''Katalan'' sevdası gözünü boyamış biraz.

İlker Yasin maçı anlatırken diyor ki, Barcelona akedemisinde herşeyden önce sosyal ahlak öğretilir. Busquets'in, Pedro'nun her posizyonda sanki ayağı kopmuş bir şekilde yerlere atmaları hangi sosyal ahlak çercevesinde açıklanabilir. Veya Messi'nin yerdeyken çaktırmadan Ramos'a attığı dirsek. Ama Messi o değil mi, sevimli pıtırcık şey. Aman da aman !

Rıdvan Dilmen diyor ki, Pepe bu maçlarda sizi kurtarır ama şampiyonluğu getirmez. Aklınca laf sokuyor. Bir Fenerbahçeli olarak Rıdvan Dilmen'e ve maç analizlerine hayranım ama lütfen Real Madrid- Barcelona maçlarını yorumlamayı bıraksın artık. Rıdvan Hoca'ya soralım bakalım, Pepe kaç lig maçında orta sahada oynadı. Kendi cevap veremez ama ben vereyim. Yalnızca ''1''. O da ligteki Barcelona maçından önce prova niteliğindeki bir maçta. Real Madrid neden ''şampiyon olamadı'' peki biliyor musunuz ? Hani anti futbolcu diye nitelendirdiğiniz Mourinho tüm takımla kapanan takımlara karşı stoperini çıkartıp forvet soktuğu için. Zaten hücum ağırlıklı oynarken bir de.

 Mourinho'nun çalıştırdığı takımların sadece Barcelona karşısındaki maçlarını izleyenlerin yakıştırdığı ''anti-futbol''  damgasını yapıştıran şahıslara soruyorum, Chelsea Premier Lig'te nasıl şampiyon oldu, veya İnter ? İnter veya Chelsea Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona dışında hangi takıma defans futbolu oynadı ? Veya bu sene Real Madrid hangi takımı bozmaya yönelik oynadı ? Düşünün bakalım cevap var mı ? Yok sanırım. Real Madrid'in bu sene ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde kaç gol attığına bir bakın bakalım. Hem de sezon içersinde santrafor sıkıntısı yaşarken.

 He şimdi diyebilirsiniz bu kadar hücumu iyi yapıyor bu takım ama neden Barcelona'ya karşı hücumu aklına getirmiyor diye. Çünkü Barcelona özel bir takım. Barcelona'ya karşı ilk işiniz oynatmamak olmalı çünkü. İkinci kısım oynamayı düşünmek olmalı.Mourinho da bunun bilincinde. Soruyorum o Mourinho'yu eleştiren futbol dehalarına, siz geçin bakalım Madrid'in başına, kaç yiyeceksiniz ?

Maça gelecek olursak, 60. dakikaya kadar Barcelona'nın üstün olduğu tek yan topla oynama yüzdesiydi. Onun dışında kaleyi bulan şut, gol girşimleri ya eşitti, ya da Madrid'in üstünlüğündeydi. İlk yarının başında oyun Real Madrid ağırılıklı geçti. Daha sonra ilk yarının ortasında ve sonunda Barcelona'ya verdi top Madrid. Bu bölümdeyse ileride kaptığı toplarla etkili olmaya çalıştı. Özellikle Di Maria'nın kanadından Alves'i çok zorladı Madrid. Nitekimde bolca faul kazandı oradan. Ancak bunların hiçbiri tehlike yaratamadı Barcelona kalesinde. Çünkü orta yapmak yerine Ronaldo hep kaleye vurmayı düşündü ve tüm toplar barajta kaldı.Sadece bir topu Alonso kullandı ve yalnızca o etkili oldu.

2. yarıyaysa ilk yarının en etkisiz ismi Mesut yerine Adabeyor ile başladı Mourinho. Bence Adebayor yerine formda bir Higuain veya Benzema tercihi daha olumlu olabilirdi. Valencia karşısındaki oyunları bu iki oyuncunun akıllarda ne de olsa. 2. yarının başıyla oyun Real Madrid ağırlıklı geçmeye başlamıştı ki 60. dakikada Pepe'nin sarı kartlık posizyonuna kırmızı kart verene kadar. Eee bir de Mourinho da atılınca direnci iyice kırıldı Madrid'in. Eğer Pepe atılmasaydı bir 5-10 dakika sonra Kaka'yı oyuna alabilirdi Mourinho. Ki maç başından beridir ısınıyordu Kaka. Ama o kırmızı kart tüm planları alt üst etti. Yine de oyun dengede giderken sağ kanattan gelişen atakta Marcelo'nun ayağının kayması Affelay'ın önünü birden boşalttı ve yaptığı ortada Messi'nin golü geldi. 2. gol ise tam bir komediydi. O gol Real Madrid'li oyuncuların oyundan ne kadar düştüğünün göstergesiydi. O yenilen 2. gol turu iyiden iyiye zora soktu.

Gelgelelim Mourinho'nun yaptığı maç sonu açıklamalarına. Haliyle hakemden dertliydi. Aslına bakarsak da dozunu biraz abartsa da eleştirinin, ki tarzı bu, haklıydı. Maçın kırılma anı olan Pepe'ye gösterilen kırmızı kart oldukça ağırdı. Sarı kartla geçiştirilebilirdi. Onun dışında her posizyonda yüzlerine temas yokken hakemi kandırmaya yönelik hareketlerde bulunan sosyal ahlakı üst seviyede olan Busquets ve Pedro'ya hakem sarı kart  gösteremedi. Di Maria'ya 4veya 5 sarı kartlık pozisyonda bulunan Alves'e ise sadece 1 sarı kart göstererek oyunda kalmasını sağladı. Sonuç olarak hakem takdir haklarını o hayran olduğu ''Messi''nin takımından yana kullandı.

2.maça da kısaca değinecek olursak Mourinho Barcelona artık finalde diyor. Bence kesinlikle bu bir taktiksel demeç. Barcelona'yı rahatlatıp, ikinci maç için anavtaj sağlamak istiyor. Neticede Mourinho olunca işin ucunda insanın umutlatı taze kalıyor.



Real Madrid
Casillas
Arbeloa
Sergio Ramos
Albiol
Marcelo
Pepe
Lass Diarra
Xabi Alonso
Özil
 Adebayor 47'
Cristiano Ronaldo
Di María

Barcelona
Víctor Valdés
Dani Alves
Piqué
Puyol
Mascherano
Xavi
Busquets
Keita
MessiGol 78' 89'
Pedro
 Afellay 73'
Villa
 Sergi Roberto 92'

El Clasico Bölüm 3

eİki takım buraya nasıl geldi ?

Yarı Final Yolu
REAL MADRIDBARCELONA
GRUPLARGRUPLAR
Real Madrid 2-0 Ajax
Auxerre 0-1 Real Madrid
Real Madrid 
2-0 Milan
Milan 2-2 Real MadridAjax 0-4 Real Madrid
Real Madrid 
4-0 Auxerre
Barcelona 5-1 Panathinaikos
Rubin 1-1 Barcelona
Barcelona 2-0 Kobenhavn
Kobenhavn 1-1 Barcelona
Panathinaikos 0-3 Barcelona
Barcelona 2-0 Rubin
Son 16Son 16
Lyon 1-1 Real Madrid
Real Madrid 
3-0 Lyon
Arsenal 2-1 Barcelona
Barcelona 3-1 Arsenal
Çeyrek finalÇeyrek final
Real Madrid 4-0 Tottenham
Tottenham 0-1  Real Madrid
Barcelona 5-1 Shakhtar Donetsk 
Shakhtar Donetsk 0-1 Barcelona




Muhtemel 11’ler: 
Real Madrid: Casillas, Marcelo, Albiol, Ramos, Arbeloa, Xabi Alonso, Pepe, Lass Diarra, Di Maria, Mesut Özil, Cristiano Ronaldo,
Barcelona: Valdes, Alves, Pique, Masscherano, Puyol, Xavi, Busquets, Keita, Pedro, Messi, Villa




Maç öncesi Khedira ve Carvalho'nun sakatlıkları var. Mourinho'nun Pepe'yi orta sahada kullanmasından dolayı defansta alternatif yok şu an. Aynı şekilde defansif orta saha alternatifi de yok. Zorda kalınırsa Granero kullanılabilir bu bölgede. Yani defansif olarak altermatif kıtlığı var. Ama bunun yanındaysa hücum hattında bir bereket var. Formda Kaka, Higuain ve Benzema kenarda. Aynı şekilde Adebayor da hücum hattında bir alternatif.

http://realmadrid-tr.blogspot.com/2011/04/el-clasico-bolum-3.html

FenerBlog