ve Kasia da Gider


Federasyonun yabancı kontenjanı bilmecesi nedeniyle geleceği belirsiz olan Katarzyna ''Kasia'' Skowronska Çin'e transfer oldu.Nati'den sonra bi yıldızımızı daha kaybettik. Teşekkürler güzel Sarı Melek. Yolun açık olur inşallah.

Koyduk Mu ?

Volkan şampiyonluk kutlamalarında çok güzel özet geçti: Koyduk mu ? 


Evet koyduk ! Her sezon Fenerbahçe'yle kim yarıştaysa, onun taraftarı olan bukalemunlara.

Evet koyduk ! Her kazandığımız maç sonrası liseliler gibi zırlayan Trabzonlu yöneticilere.

Evet koyduk ! 17 maçta hiç yenilmeden 16 galibiyet alarak.

Evet koyduk !  9 puan geriden gelip, önümüze kim geldiyse devirerek.

Evet koyduk ! Türkiye'nin 4'te 3'nün desteklediği bir rakibe karşı.

Evet koyduk ! Aykut Kocaman'ın bir sözü üzerinden onu karalamaya çalışanlara.

Evet koyduk ! 18. kez koyduk hem de.

2010/11 Sezonu Cristiano Ronaldo'nun Tüm Golleri

Gol canavarı Cristiano Ronaldo'nun 2010/2011 sezonunda attığı 53 golü bir solukta izlemeye ne dersiniz ?

Cristiano Ronaldo'nun 53 Golü



Transfer Haberleri : Fenerbahçe Acıbadem

Sezonun bitmesiyle elde kalan tek yabancımız Sokolova oldu. Malum yabancı sayısının 2+1'e düşürülmesi gündemde olduğunda yabancı oyuncu konusunda biraz temkinli davranıyor yönetim. Transfer olan bir yabancı oyuncu var sanırım. Henüz resmi bir açıklama olmamasına rağmen Kim Yeon Koung twitter hesabının bio kısmına Fenerbahçe yazmış. Ama twitlerinde ne yazıyor anlamak imkansız. Korece yazdığından bende sadece kutular şeklinde tivitler gözüküyor.

Yerli oyunculardansa Nihan Güneyligil, Seda Tokatlıoğlu, İpek Soroğlu ve Eda Erdem'le sözleşme uzatıldı. Maja Poljak'ı kaybeden Vakıfbank Güneş Sigorta'ysa bu sezon pek forma şansı bulamayan oyuncumuz Ergül Avcı'yla anlaşmış. Bizse iki genç liberoyla takıma takviye yaptık. Biri Nilüfer Belediyesi'nden Didem Ege, bir diğeriyse Galatasaray Medical Park'tan Merve Dalbeler.  Açıkcası Didem için bir şey diyemeyeceğim, pek maçlarını izleyemedim ama Merve genç olmasına karşı(1987 doğumlu) başarılı ve gelecek vaadeden bir libero. Umarım başarılı olur. Bunların yanında da geçtiğimiz günlerde yine Galatasaray Mp'den pasör Seda Uslu Eryüz' transfer etmiştik. Neden Zülfiye'nin yollandığını ise anlayamadım. Bence oldukça başarılı bir pasördü Zülfiye. Süre aldığı kısa zamanlarda takıma oldukça katkı sağlıyordu.

Bir de Neslihan Darnel söylentisi var ortalıkta, ahh keşke gerçek olsa.


Merve Dalbeler

Didem Ege

Gollü Veda: Real Madrid 8 - Almeria 1

Ligin son maçında Real Madrid, lig sonuncusu Almeria'yı farklı mağlup etti. Cristiano Ronaldo attığı 40 golle La Liga tarihinin bir sezonda gol atan futbolcusu oldu, Adebayor hat-trick ile veda etti, Dudek son Real Madrid ile son maçına çıktı, Real Madrid ligi 102 golle tamamladı. Bunlar maçtan kısa özetler.


Maçı 8-1 kazanarak sezonu 92 puan ve 102 golle tamamladık.Bu gollerinde %40'ı Ronaldo'ya ait. Acaba Cristiano Ronaldo'nun hâlâ büyük futbolcu olmadığını iddia eden gerzekler var mıdır ortalıkta. Adam daha ne yapmalı ki ? Oynadığı her ligde takır takır gol atıyor, yanına da bir o kadar attırıyor. Ama ne de olsa ''Apaçi'' değil mi ? Zaten bu yüzden Ronaldo'yu eleştirenlerin hepsi de her gün Dostoyevski'nin  Suç ve Ceza'sını okuyup, klasik müzik dinliyorlar !

Maça 4-3-3 dizilişyle başladı Madrid. Geri 4'lü Ramos, Pepe, Albiol ve Arbeloa'dan kuruluydu. Orta alanda en geride Xabi Alonso, sağda Mesut, solda da Kaka vardı. İleri 3'lüdeyse sağ açık Benzema, sol açık Ronaldo,en ilerideyse de Adebayor. Aslına bakarsak Kaka ve Mesut oldukça etkisizdiler maç boyunca. Ama Mesut Adebayor'un attığı ilk gol öncesi ayağının dışıyla yaptığı mükemmel asistle günü kurtardı diyebiliriz. Gerçekten sağ kanattan, ayağının dışıyla inanılmaz bir asist yaptı Mesut Özil. Kaka'ysa -büyük ihtimal- son maçında oldukça tutuktu. Zaten de 60. dakikada Mourinho onu kenara aldı. Geleceği belirsiz olan bir diğer oyuncu Adebayor'sa hat-trickle sezonu kapadı. Belki  onun da Real Madrid formasıyla son maçıydı. Belki de bu hat-trick onu takımda tutacak. Bekleyip göreceğiz.

Bu akşamki maçın bir diğer önemiyse Jerzy Dudek'in Real Madrid formasına veda edecek olmasıydı. 4 yıllık Real Madrid kariyerindeki bu 2. lig maçıydı. Bundan önce yalnızca bir kez bu formayı giymişti sırtına Dudek. (Toplamdaysa 11 kez). Bu son maçında kalesinde 1 gol gördü 38 yaşındaki eldiven. Maçın 78. dakikasındaysa arkadaşlarının alkışlarıyla saha kenarına geldi.

Artık bu sezon bitti. Elimizde sadece bir Kral Kupası kaldı. O da yamuk yumuk halde.

Real Madrid [8 - 1] Almeria 
4' [1 - 0] C. Ronaldo 
31' [2 - 0] E.S. Adebayor 
33' [2 - 1] K. Uche 
48' [3 - 1] K. Benzema 
52' [4 - 1] E.S. Adebayor 
63' [5 - 1] K. Benzema 
73' [6 - 1] E.S. Adebayor 
77' [7 - 1] C. Ronaldo 
87' [8 - 1] Joselu 

Jerzy Dudek'in Son Maçı

Önünüzdeki kaleci Iker Casillas'sa, Dudek bile olsanız yedek kalıyorsunuz.  Jerzy Dudek'in Real Madrid kariyerinin kısaca bir özeti bu aslında. Real Madrid'e imza attığı 2007 yılından beri yalnızca 1 kez lig maçında forma giyebildi Dudek. Toplamdaysa çoğu Copa Del Rey olmak üzere11 kez bu formayı sırtına geçirdi. Bu gece ligin son maçı olan  Almeria maçındaysa son kez bu formayı giyecek 38 yaşındaki tecrübeli file bekçisi. Çoğumuz onu Real Madrid kariyeriyle değil de, İstanbuldaki kupa finalinde, penaltılardaki o ilginç hareketleriyle hatırlıyoruzdur. İşte o kıvrak kalecinin bu gece son maçı.

Real Madrid Türkiye

Mesut'lu, Nuri'li, Hamit'li Real Madrid

Geçtiğimiz yüzyılın en büyük kulübü seçilen Real Madrid'de önümüzdeki sezon 3 Türk futbolcuyu izleyecek olmamız kulağa hâlâ inanılmaz geliyor. Gerçi bundan önce de bir Türk Real Madrid'de forma giymişti: Elvir Baliç. Real Madrid'e transfer olduğunda Türk pasaportu vardı kendisinde.

Bu 3 futbolcu sezon içinde pek çok kez yanyana oynayacak mı, yoksa 11'i rotasyonlarda mı görecekler soru işareti. Bana kalırsa Nuri ve Mesut Özil 11 için biraz daha ön plandalar. Ancak biri oynarken, diğeri yedek kalacak gibime geliyor. Hamit ise sezon boyunca joker oyuncu olarak, gerekli olan mevkilere yerleştirilecektir. Ne de olsa, sağ bek, sağ açık, ortadaki 3lüde, forvet arkası, hatta gerekirse sol açık veya sol bek de oynayabilecek bir oyuncu Hamit. Direkt 11 oyuncusu olabilir mi, kesin bir sonuca varmak zor. Saydığım bu bölgelerde çok zorlu rakipleri var. Kanatlarda Di Maria, Ronaldo, Orta alanda Mesut, Nuri, Xabi Alonso, bekte Sergio Ramos. Bence daha fizik mücadele gerektiren maçlarda kullanılacak gibime geliyor. En basidi de Barcelona maçları. Hamit'in tercih edilmesindeki bir diğer etken, mücadeleci  kimliğinin yanında futbol zekası ve tekniği de geliyor. Ama şöyle bir risk var ki, başarısız olma gibi bir lüksü yok. Real Madrid'de başarısız olan Snijder, Robben, Kaka gibi isimlere bile hemen bilet kesildiyse, bu şansını en iyi şekilde değerlendirmeli bence Hamit Altıntop.

Nuri Şahin transferiyse yapılabilecek en doğru transferdi. Real Madrid'in geçen sezon orta alanındaki en büyük sıkıntı o bölgedeki oyuncuların çoğunun, Alonso dışında, daha defansif olmalarıydı. Yani Cm diliyle DMC tarzı oyuncular olmalarıydı. Bu da özellikle Barcelona karşısındaki maçlarda orta alanı sağlam tutmak adına yapılan hamlelerde ileriye top taşıyacak adam olmamasıydı. Şimdi Nuri ile orta sahayı üçlerken, Xabi Alonso'yla hem ileri top taşıyabilecek oyuncu sayısı artacak, hem de bu ikilinin arkasına sağlam bir Dmc ile orta sahanın direnci de artacaktır. Böylece rakibin oyununu bozarken, kendine oyun kurabilecek bir orta sahaya da kavuşacak Real Madrid. Böylece Nuri transferiyle Real Madrid 4-2-3-1'in yanında daha düzgün bir 4-3-3 anlayışıyla da sahaya çıkabilecek.

Şimdi gelelim başka bir mevzuya. Real Madrid'de 3 tane Türk futbolcu oynayacak olmasıyla hepimiz şüphesiz gurur duyuyoruz. Ki bazı kesimler de bu seneki Türk Milli Takımı'nda oynayan 2 futbolcunun Real Madrid'e transferinin  Mesut'a kapak olduğu görüşünde.  Hani Mesut Türk milli takımını seçseydi Real Madrid'de oynayamazdı diyenlere vardı ya, onlara da kapak oldu bu transferler. Şimdi bu kesime sormak istiyorum, Hamit ve Nuri transferlerinde Türk milli takımının ne katkısı oldu ki ? Bu iki futbolcu da kendi performanslarıyla Real Madrid'e transfer oldular. Aynı Mesut gibi. Yani bu iki futbolcunun Real Madrid'e transferinde Türk futbolunun gram katkısı yok. Mesut da, Nuri de, Hamit de Alman altyapısından yetişme. Aynı Real Madrid'de oynayan Sami Khedira gibi. Yani bu 2 transfer bizim başarımız değil, ne yazık ki Alman futbolunun başarısıdır. Tamam bu transferler bizi gururlandırıyor ama gerçekleri de göz ardı etmeyelim lütfen. Ne zaman ki Türkiye'den yetişen veya Türkiye'den bir takımda oynamış bir futbolcu Real Madrid'e transfer olur, o zaman Türk futbolunun başarısından söz edebiliriz. Türk futbolunun başarısı şu an Mehmet Topal'dır bence. Zamanında Nihat'tı, Tugay'dı. Ancak şunu da unutmayalım ki, bu transferler şüphesiz ki Türk futboluna katkı verecektir. Eğer bu iki oyuncu da aynı Mesut gibi performanslar ortaya koyarsa Türk oyuncuların piyasası oluşacaktır Avrupa'da. Ama bu piyasanın oluşması için bizim de vizyon sahibi oyuncular yetiştirip Avrupa'ya yollamamız lazım. Tuncay Şanlı gibi değil, Mehmet Topal gibi oyuncular yollamalıyız.

Real Madrid Türkiye

Hamit Altintop Real Madrid'de

Real Madrid'de Türk fırtınası dinmek bilmiyorn. Nuri Şahin'den sonra Hamit Altıntop da resmen Real Madrid'li. Az önce resmi siteden duyuruldu bu haber. Artık yalnızca Mesut'lu Real Madrid olmaktan çıktı, Mesut'lu, Nuri'li, Hamit'li Real Madrid.



Not: Blogu biraz boşladım, okuldan ötürü ama yakında bu transferlerle ilgili yazılar yazacağım.


Real Madrid Türkiye

Nuri Şahin artık Real Madridli

Beklenen oldu ve Nuri Şahin Real Madrid ile anlaştı. Seneye Real Madrid'de iki tane Türk olacak ! İnanılması güç gelebilir. Bu transfer ve Real Madrid'in gelecek sezonu ile ilgili bir yazı önümüzdeki günlerde yazacağım, ama şimdilik diyeceğim o ki; umarım Nuri Şahin Real Madrid formasıyla uzun yıllar bizi gururlandırır.

Real Madrid Türkiye

Charlize Theron at Emirates



Geçen hafta sonu oynanan Manchester United karşılaşmasınını Emirates'te izleyen arasında Charlize Theron da vardı.

Arsenal TR

Yeni Koç George Dikeoulakos



İsmail Şenol'un attığı tivite göre George Dikeoulakos Fenerbahçe Kadın Basketbol takımımızın yeni koçu olmuş. Aynı tivitte oyun kurucu Elina Babkina ile de anlaşılmak üzere olduğu yazılıyor. Laszlo Ratgeber ile takımı şampiyon yapmasına rağmen devam edilmedi. Bu bizden kaynaklı mı yoksa, Ratgeber mi istemedi bilmiyorum ama umarım Ratgeber bi Zico, bi Jan de Brandt olmaz.

Elina Babkina

Hoşçakal Arzu Göllü


Kariyerinin son takımında Galatasaray forması giyse bile sevdiğim, hayran olduğum voleybolcuların başında gelirdi Arzu Göllü. Nasıl hayran olmayayım ki, milli takım formasını 270 kez giyen bir sporcudan bahsediyoruz. Kariyeri başarılarla dolu bir sporcudan. Sahada her zaman gülen yüzle, rakibine, oyuna, taraftara saygı duyan bir sporcudan. Bir anneden, Cengiz Göllü gibi birinin kızından. Daha saymayı akıl edemediğim bir ton iyi özelliği olan bir sporcudan bahsediyoruz. İşte o sporcu aktif voleybol kariyerine bir Fenerbahçe Acıbadem maçıyla son noktayı koydu. 

Evet hoşçakal büyük sporcu, hoşçakal Arzu Göllü.

Bi Umut


Arsenal [1 - 0] Manchester United
56' [1 - 0] A. Ramsey 

Maçın üzerinden neredeyse 1 hafta geçti ama ben ancak vakit bulabildim yazı yazmak için.Bu galibiyet aradaki puan farkını 6'a indirdi son 3 haftaya girerken. Bu maçı kazanıp, şampiyonluğu kaybedecek olmamız bizi daha da çok üzecek, sezon içinde kaybettiğimiz salakça puanları daha çok aramamıza sebep verecek. Şampiyonluk şansımız bu galibiyetle %1'den %10'lara çıktı ancak yine de çok az. Çünkü önümüzde geçen haftadan beri artık 2 rakip var. Bu da şampiyonluk şansımızı oldukça zora sokuyor. Haftaya Chelsea Manchester'ı yense bile kalan 2 haftada bu iki rakibin birlikte puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Ama yine de çıkmayan candan umut kesilmez.

Maça gelecek olursak gole kadar ve golden 5-6 dakka sonrası bizim kontrolümüzde geçti. Topla oynayan bizdik. Manchester 0-0'ın onlara yeteceğinin farkındaydı ki, kaptıkları toplarla hücumu düşündüler yalnızca. Aslında ilk yarıda biraz akıllı olsaydık ve hakem bariz penaltımızı verseydi skoru daha erken bulabilirdik. Bu da Manchester'ın hücumu daha erken düşünmesine ve bizim de hızlı oyuncularımızla Manchester'ın arkada bırakacağı boşluklar sayesinde tehlikeler yaratabilirdik. Ama golü 56. dakikada Ramsey ile bulduk. Zaten bu andan itibaren de Manchester risk altı ve arkada çokça boşluk bıraktı. Biz de bu boşluklardan tehlikeler yarattık. İşte golü erken bulsaydı bu boşlukları daha erken ve daha çok bulabilirdik.

Bu galibiyetle aslında kendimizden çok Chelsea'ya çalıştık denilebilir. Onların şampiyonluk iştahı daha da kabarmıştır bu skordan sonra. 3 takım zirvede 3 puan arayla sıralandı ve ligin bitmesine 3 hafta var. Bakalım sonuç ne olacak.

Arsenal'in kalan maçları (67)
Stoke City (d)
Aston Villa
Fulham (d)

Chelsea'nin kalan maçları (70)

Manchester United (d)
Newscastle United
Everton (d)

Manchester United'ın kalan maçları (73)
Chelsea 
Blacburn Rovers (d)
Blackpool



Arsenal TR

ve Final: Fenerbahçe Acıbadem 3 - Galatasaray MP: 0

Olması gereken oldu, Galatasaray Medical Park'ı 2 maçta da 3-0 geçerek finale adımızı yazdırdık. Bu senenin finali de geçen senenin finalinin aynısı olacak. Eczacıbaşı VitrA'yı 2 maçta da 3-2 yenen Vakıfbank finaldeki rakibimiz oldu.

Maça Kasia, Sokolova, Naz, İpek, Eda,Nati ilk 6'sı ve liberoda Songül'le başladık. Yabancı rotasyonunda dışarıda kalan Fürst ve Fafao oldu. Uzun zamandır oynamayan Kasia'nın oynaması iyi oldu bu maçta.  Fürst'ün yerine oynayan İpek'se Fürst'ü aratmadı. Zaten İpek oyun olarak Fürst'e benzeyen bir oyuncu.

İlk sete biraz tutuk başladık. İlk teknik molaya 8-6 geride girdik. Daha sonra Nati ve Sokolova'nn etkili oyunlarıyla farkı açtık. Ancak ne olduysa setin son bölümünde Galatasaray'ı kendimize yaklaştırdık, kolay seti zora soktuk. İşte tam bu sırada bu takımın bence Alex'i olan Nati setin sonunda ortaya çıktı ve 2 çok akıllıca sayı alarak bize ilk seti getirdi.

2. set ise tam anlamıyla çok rahattı bizim açımızdan. İlk teknik molaya 8-5, ikinci teknik molaya 16-9 önde girdiğimiz seti 25-16 kazandık. 3.seti de rahat bir oyunla 25-18 kazandık.

Maçın geneline bakacak olursak, zaman zaman farkı açtığımız anlarda oyundan bir anlık kopmamız ve özellikle  Djerisilo'nun etkili oyunuyla farkı eritmesine yol açtı. Ancak bunları kolay atlatıp Galatasaray'ın bize yaklaşıp, geçmesine engel olduk. Maçın yıldızı bence Nati idi. Yüksek oranda top öldürdü ve bu topların çoğu kritik anlardaki toplardı.

Şimdi artık cuma günü başlayacak final serisine odaklanmalı, üstüste 3. şampiyonluğumuza ulaşmamız lazım.

Fenerbahçe Acıbadem: Osmokrovıc, Eda, Naz, Skolova, Ergül, Skowronska, Songül (L), Nihan, Yağmur



Galatasaray Medical Park: Seda, Erika, Özlem, Djerılıso, Ocasio, Gökçen, Funda (L), Merve, Deniz, Gamze, Arzu


Setler: 25- 23, 25- 16, 25- 18


http://aysbergselspor.blogspot.com/

El Clasico #Sezon Finali

4 maçlık serinin sonuna geldik. Belki de serinin en heyecanlı bölümü olacak. Sağolsun Star Tv ve D-Smart'ın yayın politikası nedeniyle bu zevkten mahrum kalacağız.

Maç öncesi çoğunluk aynı görüşte, bu iş bitti, Barcelona tur atladı diye. Ama işin ucunda Mourinho varsa her zaman bir ihtimal vardır, bu karşısındaki Barcelona da olsa.  Mourinho taktiksel olarak dünyanın en iyi teknik adamı olmasının yanında, oyuncularla ilişkileri de hep üst seviyedeydi. Onunla çalışıp bunun aksini iddia eden bir tane adam yoktur. Koskoca  Matterazi'yi Mourinho İnter'den ayrıldığında ağlarken gördük. Oyuncularla olan bu ilişkisi de başarısına başarı katıyor Mourinho'nun. Bu akşamki maçta oyuncular Mourinho için oynayacaklarını söylediler. Bu demeç de beni umutlandırıyor. Ayrıca geçen maçın sonunda neredeyse 'Barcelona artık finalde'' demeçi de Barcelona'yı rahatlatmaya yönelik bir hamleydi bence. Büyük ihtimalle rakibin maçı daha rahat çıkmasını sağlayan demeçlerdi.

Mourinho'nun hedefi erken bir gol bulmak. Bunu da yapabileceğini gol atamasa da, oynadığı oyunla Kral Kupası finalinde bize gösterdi. Eğer erken bir gol bulursak, bu Barcelona'yı oldukça gerecektir. Çünkü erken gelecek gol maçı gollü bir maça çevirecek ve gollü galibiyetler de Real Madrid'in işine yarayacaktır. Bence bu maçın anahtarı erken gol.

Muhtemel 11'ler:
Barcelona: Valdes, Alves, Mascherano, Pique, Puyol, Busquets, Xavi, Iniesta, Pedro, Villa, Messi.

Real Madrid: Casillas, Arbeloa, Albiol, Carvalho, Marcelo, Lass, Xavi Alonso, Mesut, Di Maria, Cristiano Ronaldo, Adebayor.


Real Madrid TR

Fenerbahçe 2 - İBB: 0 - Yola Devam

Ligin süresinin kısaldığı şu dönemeçte her maç altın değerinde. Artık hata yapanın, bu hatayı telafi edemeyeceği haftalar başka bir deyişle. Fenerbahçe de bunun farkındaydı ve maça golle başlayıp hata riskini minimize etme çabasındaydı. Nitekim de öyle oldu. Henüz maçın 2. dakikasında Fenerbahçe'ye transfer olduğunda youtube'den izlediğimiz gollere benzer bir golle Stoch bizi 1-0 öne geçirdi. Daha sonra ise 1-0'ın riskli bir skor olduğunun farkındaydık ve 2.yi bulmak içi girişimler peşpeşe geliyordu. Ancak son haftaların takımdaki en formsuz ismi Semih birçok posizyonu harcadı. Hatta Güiza oyuna girerken Melih Gümüşbıçak Güiza nöbetçi golcü ünvanını bu sene Semih'ten aldı dedi. Sanki Semih de geçen yıllardaki Güiza ünvanına sahiplenircesine goller kaçırdı.

Baktık ilk 30 dakika golü bulamayınca takım ister istemez geri yaslanıp, topun hakimiyetini İstanbul Belediye'ye verdi. Bu olay zaten bizim bu sezon en çok canımızı yakan olaydı. 1-0 öne geçtiğimiz bazı maçlarda 2'yi çok aramamıza rağmen bulamadığımız ve berabere kaldığımız hatta mağlup olduğumuz maçlar vardı. Neyse ki İBB'nin atakları cılızdı ki, bu baskı onlara gol getirmedi. Tam artık devre gelsin bir soluklanalım derken, devreden daha güzeli, gol geldi ve maç o an bitti gibi.

2. yarıya Aykut Kocaman'ın bu sezon öne geçtiğimiz maçlarda sıkça uyguladığı sistemle sahaya çıktık. Semih'i sağa, Mehmet Topuz'u ortaya, Alex'i de santrafora atarak klasik 4-3-3'e döndük. Bu bölümde de aslında etkili olduk. Bolca da gol kaçırdık ancak bu oyun anlayışında İbb'ye ilk yarıya oranla daha az posizyon verdik.

Maçın geneline bakacak olursak da, ilk 30 dakika ısıran, daha sonra kabuğuna çekilen, 2. yarıdaysa zaman zaman ani ataklarla rakibini yoklayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Herhalde ilk 30 dakika bu sezonun en iyi futbollarından birini oynadık. Belediye'nin kanatlarında Holosko ve İbrahim Akın'ın oynaması, iki bekimizi oldukça hücuma katkı sağlamasını sağladı. Hatta bu iki bek, gollük posizyonlara da girdi.Alex'in golünde de Gökhan Gönül harika bir asist yaoptı zaten. İki oyuncumuz da sanırım bu akşam onları izlemeye gelen Barcelona scout'un gözüne girmiştir.

Son olarak da hafta içi Trabzonspor'lu bir yönetici ağlamıştı, ''Bize artık penaltı verilmiyor'' diye. Bu zırlamasının meyvesini aldı sayılır bu hafta. Maçın henüz 23. dakikasında Trabzonspor lehine bir penaltı, ve Gaziantepspor'lu oyuncu Dani'nin krımızı kart görmesi, Trabzonspor'un olası puan kaybı yaşayabileceği bir haftayı rahat geçmesini sağladı. Ama olsun, bizim onlarla işimiz yok, 3'te 3 yapıp bu sene ŞAM-Pİ-YON O-LA-CA-ĞIZ !!


Maçın Adamı: Miroslav Stoch
Maçın Hâyal Kırıklığı:  Yok.


Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Alexks Taşçıoğlu 


Fenerbahçe: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Yobo, Andre Santos, Mehmet Topuz, Cristian, Emre, Stoch (Dk. 71 Güiza), Alex (Dk. 87 Gökay), Semih (Dk. 71 Caner)
Büyükşehir Belediyespor: Oğuzhan, Rızvan, Can, Metin, Ekrem, Mahmut, İbrahim Akın (Dk. 59 Ali Güzeldal), Cihan (Dk. 67 Efe), Holmen, Holosko (Dk. 81 Tevfik), Tum 


Goller: Dk. 2 Stoch, Dk. 45 Alex (Fenerbahçe)
Sarı Kart: Dk. 81 Ekrem (Büyükşehir Belediyespor)

FenerBlog