Fazla Kasmadan 2-0


Maça klasik iç saha maçlarındaki gibi önde basarak başladık. Olağan olanı da buydu zaten. Olağandışıysa şu ana kadar oynadığımız iç saha maçlarından farklı olarak ilk dakikalarda golü bulamamızdı. İlk dakikalarda gol bulamadığımız maçlarda sıkıntıya düştük genelde. Aklıma ilk gelen Sivasspor maçı. Bir de içeride gol atamadığımız tek maç olan GS maçıydı.  Aslında ilk dakikalarda bir karambolde kalecinin kafasına çarpıp gol olmayan bir pozisyonumuz var aslına bakarsak. Ama bu sefer kurduğumuz baskı diğer baskılara nazaran biraz üretkenlikten uzak olmasıydı. Bunda Kasımpaşa’nın 11 kişi oyunu geride kabul etmesinin payı da büyük. Yanılmıyorsam da 30–35 dakika Volkan’a top gelmedi.


Alex’in o mükemmel golüne kadar o 11 kişilik defans bloğunu bir türlü aşamadık. Herhalde şu ana kadar ki iyi oyunumuzu en iyi şekilde engelleyen takım oldu Kasımpaşa. Öyle ya da böyle. Tabii bu maçta kilidi bir türlü açamamamızda bizden kaynaklı bazı faktörler de yok değildi. Geçen hafta kazanılan müthiş bir galibiyetin ardından lig sonuncusuyla oynanan maça futbolcuların, öyle ya da böyle kazanırız ne de olsa diye bakması normal. Zaten bu maçları öyle ya da böyle kazanmak şampiyonluğu getirir. Bir diğer faktörse Emre’nin hücum hattında yeterli derecede verimli olamaması. Hâla tam olarak hazır bir Emre yok sahada. Rıdvan Dilmen’in Emre için dün gece %100 Futbol’da söylediği bir şey dikkatimi çekti. Rıdvan Dilmen Emre’de bir mutsuzluk seziyorum dedi. Bir şeye morali bozuk gibi. Gerçekten de Rıdvan Hoca’nın bu sözünden sonra son haftalardaki  Emre’ye bakınca haklı gibi geldi bana da. Özellikle Güney Kore maçındaki kırmızı karttan sonra Emre mutlu değil gibi.

Alex, Alex, Alex… Gerçekten büyük oyuncu. Bunu 15641. kez söylüyorum ama gerçekten büyük oyuncu. Dün gece attığı o gol olmasa işimiz gerçekten zora girebilirdi. Ama attığı golle maçı zordan alıp kolaylaştırdı. Öyle de ya da böyle yine yenerdik ama gerçekten çok zorlanırdık Sivas maçındaki gibi. Kilidi tam dakikasında  açtı Kaptan.

Ayrı bir parantezde Volkan’a açmak lazım. Kilidi zor açtığımız bir maçta komik bir penaltıyla tam da devrenin sonunda her şey sıfırlanacaktı yine. Ama sahneye bu kez Volkan çıktı ve penaltıyı kurtardı. Sadece penaltı mı ? Kasımpaşa’nın az ama öz geldiği anlarda yine Volkan vardı sahnede. İlk yarıda da, ikinci yarıda da. Son iki sezondur gösterdiği hem mental, hem de oyunsal gelişmenin meyvelerini topluyor yavaş yavaş Volkan Demirel.

2.yarıda değişik bir Fenerbahçe vardı sahada. Kadro olarak değil ancak sahaya diziliş olarak. Klasik bir 4-3-3 anlayışındaki bir Fenerbahçe izledik ikinci yarı. Solda Dia, sağda Niang, en ileri uçtaysa Alex. Orta alanıysa Selçuk-Emre-Mehmet Topuz 3’lüsü kontrol altına alıyordu. Aslında 2.golü de bu diziliş sayesinde yaptık. Sağdan Niang’ın taşıdığı topla  golü bulduk. Aslında Aykut Kocaman’ın 2. yarının ortalarında Alex’in yerine Semih’i oynatarak 4-3-3’ü tam bir forvet oyuncuyla denemesini bekledim. Ama nedense Semih’i almayarak Alex’i oyunda tuttu Hoca. Dia’yı da devam sorunu mu var bilmiyorum ama son maçlarda sürekli 60’dan sonra çıkartmaya başladı Aykut Kocaman. Çıkartıp, hemen hemen benzer özellikle Stoch yerine de Özer’i oynatıp orta alanı kalabalıklaştırma çabasında. Özer’e de değinmek istiyorum. Seneye bence bir takıma kiralık gönderilip herhangi bir takımda ilk 11 oyuncusu olup olmadığına bakılması lazım. Beklenen çıkışı bir türlü yapamadı. Tabii bunda sakatlıkların payı var lakin sakatlık sonrası toparlanma süreci de çok ama çok uzun sürüyor. Zaten direkt katkısı yok takıma, en azından kiralık yollanıp kıvama getirilmeli. Çünkü eğer  seneye de kendini gösteremezse bu onun için ayrılık demek olacak.

Dün çoğu spor yorumcusu bu oyun Gençlerbirliği’ne yetmez diyordu. Elbette yetmez ama oyuncular da, teknik direktör de bunun farkındadır ve ona göre  bir oyun sergileyeceklerdir Ankara’da.

Maçın Adamı: Volkan Demirel
Maçın Hayal Kırıklığı: Emre Belözoğlu
Yazıyı Paylaş!

0 Response to "Fazla Kasmadan 2-0"

Yorum Gönder

FenerBlog