Darwin Haklı Beyler

Bu abiyi tanımam etmem. Hiçbir yazısını da okumadım şu ana kadar. Açıkcası bunun içinde kahır edecek değilim kendimi. Hatta şanslı da sayılırım. Taa ki bu yazısını okuyana kadar, mutlu mesut devam ediyordum yaşantıma. Kim mi bu abi ? Durun unuttum adını. He, Mevlüt Tezel isimli güzel insan. Öyle sosyal paylaşım sitelerinde(evet tivitır veyahut feyisbuka sosyal paylaşım sitesi denince daha kuğul olunuyo) dolanırkene şu yazısına denk geldim. Özet geçecek olursak aşağıdaki şu fotoğraf ile, liselisel espiri anlayışını da yazısına katarak, Darwin ve
Aşağıdaki Fotoğraf
Evrim teorisine girişmiş. Yazıyı okuduktan sonra 47 dakika güldüm. Nasıl bir espiri anlayışıdır,nasıl bir yaratıcı zekadır diye düşündüm de durdum. İnşallah ben de birgün böyle kalitede yazıları sizlere sunabileceğim. Ahanda bu adımı atmak için ilk yolu buldum. Hem Darwin Haklı Beyler demek için güzel bir şans. Aşağıda iki adet fotoğraf paylaşacağım ben de. Bakalım Darwin reyiz harbiden haklı mıymış ?





Mevlüt Tezel





İlk İnsan Türü


Yazıyorum da Noluyo-88

*Şimdi yeni çıkıma başlamış sevgililer yanıma toplaşın. Size uzun ömürlü ilişkinin sırrını vereceğim. Yaptığım derin araşımlar ve yaptığım deneyler neticesinde uzun ömürlü ilişkinin förmülünü buldum: 24 ay taksitli hediye. Evet doğru duydunuz. Sevgilinize şöyle bir pahallısından bir hediye alıyorsunuz ve kredi kartıylan olabilecek en uzun vadeli taksite bölüyorsunuz. Bu taksit ödeme süresince herhangi bir ayrılmada eski sevgiliniz için taksit ödemek zorunda kalacağınız gerçeği sizin bu ilişkide her şeyi alttan almanıza sebebiyet veriyor ve uzun ömürlü bir ilişki yaşamış oluyorsunuz.

*Toplumuzda yeni bir örf doğuyor, dolu gelen fuloş bellek boş gönderilmez.

*Ne zamanki ‘’Ehliyet için ilkokul mezunlarına son fırsat’’ yalanı ortadan kalkar, o zaman güvenden bahsedebiliriz.

*Yeni bir küfür icat ettim: Senin adını Feriha Koyarım!

*Aynı şeyi hem feyisbuk, hem de tivitır isimli yerlerde paylaşıyorum. Feyisbukta milyonlar beğenirken, tivitırda kimseler pek takmıyor. Sanırım ben halkın dilinden daha iyi anlıyorum. Tivitırdaki entel kesme hitap etmiyorum demek ki.

*Ne biliyim ama tivitırda da kendi profiline girince kendi profilini anlamayacak kadar gerzekler var ki, tivitır seni ‘’That’s You’’ diye uyarıyor.  

*Bir bilgeye sormuşlar, ‘’Gerçek sevgi ne’’ diye, beni taşıyabilecek bir eş arıyorum demiş.

*Satırlarıma güzel bir şiyirlen devam etmek istiyorum;

Bazen  buralardan çekip gitmek istiyorum,
Feyisbukun dondur seçeneğine basıp.
Arkadaşlarım beni merak etsin istiyorum,
Arama butonuna adımı yazıp.

*Bu aralar oldukça duygusalım da. Şiyire verdim kendimi.

*:Kemal Kılıçdaroğlu oy kullanma çalışmalarına günde 2 antrenmanla devam ediyormuş.

 *Şu Ikarus adlı otobüslerin sarsılarak boşalmasından bıtkınlık geldi artık. Durağa gelmeden önce bir titremeye başlıyor, sonra da insanları boşaltmaya. Sarsılarak boşalmaya en güzel örnek bence sevgili Ikaruslar.
Yeni Boşalmış Bir Ikarus

*Bir insanoğlu bulduğu bir hastalığa neden kendi ismini koyar anlamış değilim. Ne biliyim ben karımın adını koyardım. Karıcığımmm, yeni bir hastalık buldum, adını da senin ismini koydum. İnceden bir gönderme. Hem jest yapıyorsun ona, hem de gönderme.

*Dershaneler üniversite sınavlarının yaklaştığı şu günlerde öğrencilerini üniversiteye hazırlamak için, çayır çimende yayılma ve gitar çalma dersleri veriyor.

*Her sene sınava girecek öğrencilere verdiğim o can alıcı nasihatı bu sene de vermek istiyorum. Sınava girdikten sonra çıkmayı unutmayınız.

*Kimya Günleri isimli etkinlik düzenleyip bunu sadece bir güne sıkıştıran bir üniversitede okuyorum. Üniversiteler böyle gerzek yerler işte.

*Sınavda çıkabilecek bir soru; Bir ışık yılı kaç yıldır ?

*Yazımı geçmiş yıllarda Ayizbörk'ün kazandığı bazı ödüller ile bitirmek istiyorum;

2010- En İyi Ot
2010-Soyulmuş Altın Portakal
2009-Yılıın En İyi Yatış Yapan Yazarı
2009-Mal-Der Onur Ödülü
2011-Üşünürler Odası Yılın En İyi Çıkış Yapan Üşünürü

Adam Anaokulunu Başarıyla Bitirmiş Beyler

Mario Balotelli'nin anaokulundan terk etmesi bizleri üzmüşken, Dzeko'nun anaokulunu başarıyla bitirdiği haberi bizleri adeta sevinç yumağı haline getirdi.

Alex de Souza-Topa İlk Dokunuş

Alex de Souza'nın Süper Lig'de topa ilk değdiği an

Adam Anaokulu Terk Beyler

Mario Balotelli'nin kafası mı güzel neyse artık.

Olmadı- Fenerbahçe Acıbadem 2- VGSTT 3

Bütün bir sezonun hazırlığı, arzusu hedefi daha ilk maçta suya düştü.Geçen sene çok yaklaştığımız kupaya, bu sene daha uzak kaldık. Hem de büyük bir favoriyken. Hem de kendi evimizde oynarken. Hem de sezon için kaybedilen tüm setlerin, tüm maçların bahanesi bu kupa olmuşken. Ama ne yazık ki olmadı.

İlk kez 5 yabancıyla oynadığımız bir maçı kaybettik. Neden ? Voleybolda takım olmak önemlidir. Pasör, hangi oyuncunun nereye gideceğini kestirmeli. Fafao ile Fürst kaç kez yanyana oynadı. Veya Eda. Ortadan aldığımız sayılara bakın. 2 veya 3tür. Sezon başında bu o sorun o kadar gün yüzüne çıkmıyordu. En azından 2 haftada bir beraber oynuyordu bu 5'li. Ama şimdi tee en son Katar'daki dünya şampiyonasında beraber oynadılar. Ve işin kötü yanı ligtede sürekli aynı 3'lü (Nati-Sokolova-Kasia) oynadığından Fürst ve Fafao hep dışarıda kaldı. Ki kaldı ki Fafao bu takımın pasör olması nedeniyle beyni konumumda.

İlk seti oynamamız gibi oynadık ve kazandık. 2. seti de setin sonunda şanslı olan Vakıfbank aldı. Ki zaten 19-19'a kadar hep dengede gitti maç. Ancak 4. ve 5. sette o kadar yoruldu ki takım, attıkları çoğu top blokta kaldı. Ve hiç blok tutamadık. 4. sette yalnızca 1 blok sayımız var. Komedi. Hâl böyle olunca da yenilgi kaçınılmaz. 5. setse ayrı bir fiyasko. 7-2'den maçı verdik. 8-7 önde girdiler saha değişimine. 1 sayı alsak7-2'den maç bitecek. Ama alamadık.Olmadı.

Yazılacak onca çok şey var ki. Oradaki seyirciye ise ayrı bir uyuz oldum. Anonsçu bir tarafını yırtıyır taraftarı havaya sokabilmek için, ama kimsenin umrunda değil. Millet maç izlemeye gelmiş. Hiç destek, bilmem ne yok. Biletler 50 lira olursa hali bu olur tabi. Ulan ben evde televizyon başında kıçımı yırtıyorum ama oradaki hanfendilerin, beyfendilerin keyifleri yerinde. Bir işte Fenerbahçe 7-2'deyken gaza gelip bağırdılar, sonra Vakıfbank sayıları alınca yine sustular. Delirecektim yeminlen.Geçen sene Cannes'taki fransız seyircisi nasıldı ? Nasıl baskı altına alıyordu rakibi. Yahu spor müsabakalarını heyecanlandıran, güzelleştiren taraftardır. Ama nerede, dün tiyatro seyircisi vardı salonda.

Bu takımda neden Nihan yerine Songül oynar anlamam. Dün kaç top çıkarı Songül. Nihan kısa süre oynarken bile kaç topu çıkardı. Songül vasat bir liberodan fazlası değil. Nihan en azından bu takımın Ömer Onan'ı, Mirsad'ı, Gökhan Gönül'ü, Emre'si. Bu takımın hırsı.Var mı bir sayıdan sonra onun kadar sevinen. Hiçbir şey yapmasa bile hırsı takımı ateşler. Kaldı ki, günündeyse çok top çıkarır. Dün Songül'ün yerinde Enrica Merlo olsa biz o maçı oynardık. Resmen liberosuz oynattı bizi Ze Roberto. Ayrıca bu sakinliğini de anlamadım Ze Roberto'nun. Rusya-Brezilya maçı aklıma  geliyor da, nasıl deliriyordu, çıldırıyordu.Dün umursamaz bir havası vardı. Yaptığı maç boyunca oyuna tek müdahele Seda-Naz'ı sokarak, Fafao-Kasia'yı çıkarmak. Başka bir  oyuna müdahelesi yoktu. Taktiksel olarak geçtim, moral motivasyon olarak da yoktu.

Ayrıca bu mükemmel yayınından ötürü Trt'yi tebrik etmek lazım. Çamur gibi bir yayın izlettirdiler bize. Ses ayarları bir dengesizti. Berbat bir görüntü. Spikerin hakem yorumlarından habersiz oluşu. Bir pozisyonda hakem karşı sahadaki topa müdahele etti diye sayıyı bize verdi. Spiker arkadaş hakem fileye temaz var verdi, evet tekrarını görüyoruz, fileye temas yok gibi dedi yav. Bu kadar bihaberdi yani.

Son olaraksa Nati'ye değinmeden geçemeyeceğim. Bu takımın Alex de Souza'sı o. Herşeyi yani. Geçen sene Gamova varken biraz arka planda kalmış gibiydi ama takımın geçen sene de yıldızı da oydu. Cannes maçında 5.setteyken maç 21-20 Cannes lehineyken yaptığı blok hâla aklımda. Dün de takımın en iyisi oydu. Biraz Sokolova, biraz Kasia ona ayak uydursa bugün çok farklı şeyler yazıyor olacaktım.

Ayrıca bu akşam Bakü takımına başarılar. Umarım Vakıfbank almaz kupayı. O şımarık ikizlerin açıklamarından sonra iyice nefret eder oldum bu takımdan.


FENERBAHÇE ACIBADEM 2-3 VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA TÜRK TELEKOM
Salon: Burhan Felek
Hakemler: S. Rodriguez (ESP), Volker Schiemenz (GER)

Fenerbahçe Acıbadem: Fofao, Sokolova, Furst, Skowronska, Osmokrovic , Eda, Songül (L), Naz, Seda, Nihan, Yağmur
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom: Bahar, Gözde, Glinka, Poljak, Özge, Nikolic, Gizem (L), Nilay, Güldeniz, Melis 

Setler: 25-19, 21-25, 25-21, 19-25, 11-15
Süre: 125 dakika (24-32-27-26-16)

Normal Sonuç: Galatasaray 1- FENERBAHÇE 2

Sonuç normal lakin oyun hatalıydı. Buradan en azından 1 puan çıkarmamız oldukça normaldi. Kaybetmemiz süprizti. Ancak bu normal sonucu elde ederken ki oyun hatalıydı.

Maçtan 1 saat önce kadroyu gördüğümde, bence olabilecek en kötü kadroydu. Aykut Kocaman'ın bu kadroyu sahaya sürmesinden korkuyordum. Ve korktuğum başıma da geldi. Maçtan önce feyisbukuma da yazmıştım, bu kadro ileride baskı yapıp topu kapsa bile, Özer gibi, Selçuk, Baroni gibi topu öldürecek bolcana adam vardı kadroda. Yine belirtmiştim, bu kadroyla anca duran toptan gol atarız diye. Dediğim de aynen gerçekleşti. Başta Özer olmak üzere ileride çok top ezdik. Ve golümüz de duran toptan geldi.

İleride çoğalamamızın en büyük sebebi Emre'ydi. Emre buna hem direkt, hem de dolaylı yoldan etki etti. Emre'nin olmaması ileride basmamızı engelledi. Baroni ve Selçuk rakibi geride karşılamayı adet edinmiş iki futbolcu. Emre'nin olmamasına bir de Aykut Kocaman'ın Özer'i oynatması ileride çoğalamıza sebep oldu. Dia'lı sistemde Mehmet Topuz orta alanı 3'lerken Dia ileriiyi 3'lüyordu. Ancak Özer'in oynaması orta alanı 4'leyip ileriyi eksiltmeye sebebiyet verdi. Bir de buna Emre'nin olmayşından topu ileri taşıyacak adam olmadığından Alex'in geriye gelip top alma çabası, ileride Niang'ı yapayalnız bıraktı. Bu da koskoca ilk yarı  neredeyse pozisyonsuz geçirmemize sebep oldu. Posizyonumuz olmadığından sanırsam sezonun en az duran topu kullandığımız maç oldu. Böylece en büyük silahımızdan da yararlanamaz olduk. İlk yarı sadece 2 duran top kullanabildik. İkinci yarı kullandığımız tek duran top da gol oldu.

İkinci yarıya Semih değişikliği ile birlikte oyun oldukça daraldı. Özer'in sürekli içeri girmesi kanatları boşalttı. Belki Niang'ın sakatlığı olmasaydı, bu maçı kazanmamız zor olacaktı. Stoch'un girmesi en azından oyunu sol kanata doğru biraz açılmasına sebep verdi ve oyunun genişlemesiyle Gökhan'ın alanı da açıldı. Zaten 2. gol de oyunun açılması sonucu Gökhan'ın maç boyunca en rahat bindirmesini ve ortasını yapmasına, böylece de golü bulmamıza sebep verdi.

Bu maç sezon boyunca Aykut Kocaman'ın en kötü maçı oldu diyebilirim. İki değişiklik de sakatlıklar yüzünden gerçekleşti ve bu değişiklikler oyunun kilidini açtı. Hadi Semih'i 60'ta falan yine alırdı ama Niang sakatlanmasa geç kalmış değişikliği en azından bir 5 dakika daha geçiktirecek gibiydi. Bunun yanında da sahaya sürdüğü kadro da başta belirttiğim gibi bence doğru değildi.

Hakem mevzusuna değinmeden edemeyeceğim. Feysbuk olsun, sözlükler olsun herkes hakemin Fenerbahçe lehine kararlar verdiğini söylüyor. Özellikle de Özer'in hakeme yaptığı posizyonu. Ama benim anlamadığım insanlar hakem Fenerbahçe lehine kararlar verdi derken ki tek dayanakları bu. Ama okuduğum ve gördüğüm kadarıyla kimse neden Servet isimli oyuncunun Mehmet Topuz'a attığı yumruğu görmüyor. Artık aldırmıyor, tipik bok atma politası bu onların ve diğerlerinin. Hep kendilerine yapılanı görürler, kendilerinin yaptıklarını değil.

Kişiliksiz Kazım'a da güzel bir kapak oldu bu karşılaşma. Sen Kadıköy'e gelmeyecek misin he Kazım ? Oradan nasıl çıkacaksın merak ediyorum. Karaktersizliğini, kişiliksizliğini çok güzel gösterdin Kazım. Aynı şeyi gese'den Fenerbahçe'ye gelip yapsan ahlak polisleri ''Fenerbahçe'ye yakışan futbolcu'' derlerdi. Alın size Galatasaray karakterine yakışan futbolcu.

Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, sahaya o şişeleri atan açık ve net söylüyorum ki, Orospu çocuğudur.

Son olaraksa; Koyduk mu yine ?

Maçın yıldızı: Alex de Souza
Maçın Kötüsüı: Özer Hurmacı

Cannes 2-3 Fenerbahçe Acıbadem

19-20 Mart tarihlerinde İstanbul’da yapılacak CEV Şampiyonlar Ligi Dörtlü Final maçlarına hazırlanmak için Fransa’da kamp yapan Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımımız, Cannes takımı ile hazırlık maçında karşı karşıya geldi. İlk seti 20-25 önde tamamlayan Takımımız ikinci seti 25-23 geride tamamladı. Üçüncü seti 23-25 önde tamamlayan Takımımız, dördüncü seti 25-19 geride tamamladı ve karşılaşma break setine taşındı. Çekişmeli geçen tie break setini 20-22 önde tamamlayan Takımımız karşılaşmadan 3-2 galip ayrıldı.
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=23332

Maçla ilgili çok detay yok internette, en fazla bunu bulabildim. Kimler oynadı, kim ne yaptı o yüzden pek yorum yapamayacağım.

5. Vites Arsenal

İngiliz FA Kupası: Arsenal 5 - 0 Leyton Orient

Arsenal'in gollerini, 7, dakikada Chamakh, 75. dakikada Clichy ve 30,43 ve 62. (p) dakikada Bendtner kaydetti..


İşi bu maça bırakmamız hataydı. Bu maç trafiğine hiç yoktan bir maç daha demekti bu maç ama olsun, farklı kazanmayı bildik. Bizim için moral oldu bu. Özellikle Bendtner'in hat-trick yapması anlamlıydı.


1Manuel AlmuniaKaleci
18Sébastien SquillaciDefans
48Ignasi MiquelDefans
28Kieran GibbsDefans
27Emmanuel EboueDefans
15DenilsonOrta Saha
2Abou DiabyOrta Saha
7Tomas RosickyOrta Saha
44Conor HendersonOrta Saha
52Nicklas BendtnerForvet
29Marouane ChamakhForvet











Arsenal Türkiye









Leyton Maçı Muhtemel 11

Muhtemel 11:
Almunia, Eboue, Djourou, Squillaci, Gibbs, Diaby, Rosicky, Denilson, Bendtner, Chamakh, Arshavin

şeklinde olması muhtemel. Yoğun maç tepmosunda Wilshere, Song, Nasri gibi oyuncuların dinlenmesi açısından dpğru bir tercih. Ayrıca van Persie'nin sakatlığından dolayı bir müddet oynayamayacak olmasından ötürü Chamakh'ın form tutması açısından da önemli bir 11. Bence işi ilk maçta bitirip, bu yoğun maç trafiğine bir maç daha eklememiz baştan hataydı ancak bu maçı kazanıp, Lig Kupası moral bozukluğunu üstümüzden atmamız lazım.

Bloguma Dokunma !



Suçluyu bulup cezalandırmak yerine suçsuzları da potansiyel suçlu görüp sorunu ortadan kaldırmaya çalışan zihniyetin elindeyiz ne yazik ki. Suçlu olduğu kanıtlanana kadar herkes masumdur özdeyişi biz de tersten işliyor. Ortada bir suç varsa herkes potansiyel suçludur. Neden kapatılıyor Blogspot ? Digitürk ve D-Smart yayınları bazı bloglardan illegal yollardan yayınlanması üzerine bu iki firma  dava açıyor ve Blogspot'un kapanmasını talep ediyorlar. Bu illegal yoldan yayın yapanları engellemek yerine, madem blogspot'tan böyle bir şey yapılabiliyor, o zaman diğer blogspot kullanıcıları da potansiyel suçlu diye düşünülüyor ve onların da cezasız kalması olmaz herhalde diyerekten, komple vuruyorlar kilidi. Youtube yasağındaki gibi yine suçsuzlar cezalandırılıyor. Dünyada özgürlük nidaları atıldığı günümüzde yasakçı zihniyetin egemenliği yavaş yavaş tüm bedenimizi sarıyor.

Bu yasak aynı şeye benziyor; diyelim bir adam arabasıyla bilerek bir adamı ezdi diye tüm arabaları yasaklamak. Ne farkı var bu verdiğim örnekle bu yasağın. Birgün gelse birisi bu yüzden arabaları yasaklamışlar abi dese ne dersiniz ona ? ''Hasiktir lan oradan, git başkasıyla dalga geç''.    Gerçekten ''Hassiktir''lik bir tablo var ortada.

http://aysbergnigga.blogspot.com/2011/03/bloguma-dokunma.html

Diana Taurasi ve Penny Taylor Dönüyor !


Federasyonun yaptığı son dakika açıklamasıyla Fenerbahçe'ye ek olarak 1 yabancı kontenjanı açıldı. Bunun üzerine harekete geçen Fenerbahçe Yönetimi Diana Taurasi'yi ikna etmek üzere. Dee'nin isteği yakın arkadaşı Penny Taylor'ın da dönmesi. İşin güzel yanı açılan bir kontenjana rağmen Penny'nin sözleşmesi devam ettiğinden ötürü ikisinin de dönmesi an meselesi.

Bu Sefer de Olmadı

Arsenal [1 - 2] Birmingham City
28' [0 - 1] N. Zigic
39' [1 - 1] R.v. Persie
89' [1 - 2] O. Martins

Çok önemli bir kupa olmasa da, kupasız geçen bunca süreçe bir pansuman olması açısından bizim açımızdan önemliydi, ancak yine olmadı. Fabregas'ın ve Walcott'un sakatlığından, Nasri Fabregasın boşluğunu doldurmaya çalışırken, kanatlardaysa Arshavin ve Rosicky vardı.Kanatlarda ne zaman bu ikisi olsa takım üretkenlik sıkıntısı çekiyor. Özellikle de Rosicky'nin vadesi doldu. Galatasaray falan alsa keşke.


Arsenal
Szczesny, Sagna, Djourou, Koscielny, Clichy, Song, Wilshere, Rosicky, Nasri, Arshavin (Dk. 77 Chamakh), Robin van Persie (Dk.69 Bendtner)

Birmingham City
Foster, Carr, Jiranek, Johnson, Ridgewell, Bowyer, Ferguson, Gardner (Dk. 50 Beausejour), Larsson, Fahey (Dk. 83 Martins), Zigic (Dk.90 2 Jerome)

FenerBlog