*Evet ya o penaltı gol olsaydı ? Bugün ne konuşuyor olacaktık ? Veyahut ilk yarı, Volkan'ın hatalı çıkışında Selçuk o topu çizgiden çıkarmasa ve maç 2-0 olsa ? Olsalarla, keşkelerle konuşmayı sevmem ama, sanki bu maçta olmuş gibi yazacağım. Çünkü bu maçtan 1 puan koparmamız, Fenerbahçe'nin 17'de 16 yapmasından daha mucize bir olay.
*Sen küme düşme korkusu yaşamış bir takımdan kadroya 6 oyuncu çağırıp, bunların 5'ini de ilk 11'de oynatarak mı Belçika'yı deplasmanda yenmeyi düşünüyorsun ? Zaten bu adamlar sezon boyu biraz futbol oynasalardı, Galatasaray çok daha farklı yerlerde olurdu. Ben kadroyu görünce hemen birinin Hakan Balta'yı da arayıp maça çağırmasını bekledim. Hatta ne biliyim BAM üçlüsü de olsaydı bu maçta keşke. Şu kadro yerine 1-2 takviyeyle İBB, Karabükspor çıksaydı maça, daha iyi oynarlardı.
*Biz kendimizi olduğumuzdan fazla yukarıda görüyoruz. Grup kuraları çekilir, bizim rakibimiz İspanya denir, grupta 3. olunur. Yine kura çekilir, Almanya'ya bileniyoruz denilir, belki de Avusturya ve Belçika'nın gerisinde kalınır. Biz ne oynuyoruz da kendimizi bu kadar üstün görüyoruz. Son yıllarda 90 dakika hükmettiğimiz bir karşılaşma söyleyin yahu. Malta'yla bile berabere kalmışlığımız var. İşte biz bu kadar iyiyiz.
*Resmen takım 1 puana razıydı. Günler öncesinden başlayan teknik direktöründen oyuncusuna ''1 puan da iyidir'' sözcüğü o kadar yerleşmiş ki beyinlere 1-0'ken bile ''1 puan iyiyse 0 puan da o kadar kötü değildir herhalde'' düşüncesi sahipti. Rakip kaleciye top gidiyor, kaleci orada zaman geçiriyor, bizden bir kişi gidip de kaleci topu oyuna soksun diye baskı yapmıyor. Bu haldeydik yani.
*Çağlar. Ne işi var bu adamın bu takımda. Hep kademe hatası, hep adam kaçırma. Tamam defansı yoktu, peki bir kere orta yaptı mı maç boyunca ? Ehmm. Sanırım hayır. He unutmadan golü de sayesinde yedik. Önündeki topa vuramadığı için. Ama adamın ne günahı var ? Onu bu takıma çağırıp, oynatan da kabahat.
*Maç ile ilgili hâlâ bir şey yazamadım. Hatalar maç öncesinden kürek kürek başladığından maça daha sıra gelemedi.
*Çıkardığın ilk 11 zaten fiyasko. Ya yedeklere ne demeli ? Sinan, Gökhan Zan, Egemen, Mehmet Topal, Semih, Gökhan Töre, Mehmet Ekici. Dışarıda kalanlar Mehmet Topuz, Cenk Tosun, İsmail Köybaşı vs. Gökhan Töre'nin ne işi var ilk 18'de? Sezonun en istikrarlı ve başın nerede sıkışsa oraya monte edebileceğin Mehmet Topuz'u haydi ilk 11'e koymadın, ilk 18'e de mi giremiyor bu adam. Cenk Tosun bu maçlarda oynamayacak da ne zaman oynayacak ? ilk 18'de iki stoper alıyorsun ama beklerinden birine bir şey olsa, veya oyun anlayışın da değişikliğe gidecek olsan oynatabilleceğin tek bek olan İsmail Köybaşı dışarıda. Tee Allah'ım.
*Maç öncesi Chelsea konusunda kaçamak cevaplar veren Hiddink maç sonunda geleceği için bekleyip göreceğiz dedi. Kısacası yolcu Hiddink.
*Maça gelecek olursak(nihayet) takımda konstantrasyon eksikliği üst seviyedeydi. Koca sezon yan top hatası yapmayan Volkan az kalsın maç başında 2-0 geriye düşmemizi sağlayacaktı. 1-1'e gelmiş oyun, herkeste bir şaşkınlık, Penaltı kaçıyor, bir tek Volkan seviniyor, o sırada bakıyor arkadaşlarında tık yok, afalllıyor. Bu örnekler ruh halimizi yansıtıyor sanırsam.
*Defansta Servet aldığı her topu taça attı. Serdar Kesimal maçın başında çok posizyon hatası yaptı. Hatta bir posizyonda adamını kaçırdı. Gol olabilecek bir topu Volkan kurtardı. Çağlar'a zaten yukarıda değindim. Bir Sabri bir şeyler yapmaya çalıştı. O da bu kadarını yapabiliyor. Orta sahada Selçuk geriyi iyi topladı ama geriden oyun kuramadığından hücum yönümüzü aksattı. Selçuk İnan ise oldukça tutuktu. Aklı hâlâ kaçan şampiyonlukta. Hatta 1-2 pozisyonda yanındaki Emre'ye pas veremedi. Emre'den de fırçayı yedi. Emre de çok güvenemediğinden Selçuk'a, onla oynamayı pek tercih etmedi. Selçuk Şahin hücum yapamayınca, İnan'sa tutuk olmasından, defans ile hücum arasındaki köprü görevi Emre'ye kaldı. Bence Volkan'la birlikte sahanın en iyisiydi Emre. Ama o da tek başına kaldığından oldukça zorlandı.
*Hücum hattında Arda golde ve gole benzer bir posizyonda etkili oldu. Ama şu açıkca bir gerçekti ki, fizik olarak çok düşüktü Arda. Zaten zaman zaman sağ beke gelip dinlendi. Eğer iyi bir Arda olsa dün ortaya koyduğu oyundan kat ve kat fazlasını sağlardı. Bu fizik gücüyle zaman zaman sahne alabildi sadece. Kazım ise çok yalnız kaldı. Ama tek başına iyi yordu rakip savunmayı. Hatta bir hava topunda Kazım'la birlikte 3 Belçika'lı yükseldi topa. Burak bu sene kanatta hiç oynadı mı hatırlamıyorum. Onun asıl mevkii ikinci forvet. Ama yerine oranla iyiydi ve golünü de attı.
*Daha yazacak çok şey var da yazarken sıkıldım. Öyle heyecansız bi maçtı ki, insanı yazmaya bile teşvik etmiyor.